HALİNİZ HAL DEĞİL
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
18 ŞUBAT 2017
Her biriniz bir başka alemsiniz.
Neler yazıyor, neler söylüyorsunuz belirsiz. Bir başka deyişle
çizmeyi iyice aşmışsınız yani. Bu arada çok da akıllı taraftarlara
sahipsiniz. Bakın Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cevdet Kayafolu
nasıl bir twit atmış ve "Sandıkta hayır diyecekler, PKK ile aynı
muameleyi göze alıyorlar demektir. Küsmece yok." demiş.
Şimdi siz böyle bir twit atan bir savcının neler yapabileceğini hiç
aklınıza getiriyor musunuz? Bu anlayışta biri Antalya ve yöresinde
yurttaşlara tuzak kurmaz da ne yapar? Böylesi kişileri yargıya
doldurup sonra da yargı sistemi hakkında eleştiri yapanlara karşı
olmadık suçlamaları yapanlar acaba ne yaptıklarının biraz olsun
farkında mıdırlar? Hoş zaten ülkenin birçok yerinde insanlar
Fethullahçılıktan olmazsa PKK'dan ya tutuklanıyorlar ya da işlerine
son veriliyor. Bunların içinde 330 akademisyen de yok mu?
Yargı AKP iktidarı ile birlikte ne hallere getirildi. Dün yargıda
yurttaşlara Fethullahçı yargı mensupları kumpas kuruyorlardı, bugün
ise AKP yandaşı olarak yargının çeşitli kademelerine getirilen
kimseler kuruyor. Yani ortada değişen bir şey yok. Ha kel Ali, ha
Ali kel.
Bakın, Mersin AKP Gençlik Kolları Başkanı Hasan Baki ne herzeler
yumurtlamış: "Keşke olmasaydı" diyen Baki, "birisinin babasının ve
kendisinin doğum yeri Selanik ise Selaniklidir. Kimse Türk, Atatürk
demesin. Orijinal Yunanlı yani. Zaten benzemiyor Türke. Tarih
yazıyor, İslam devrimi geliyor."
Bu nasıl bir insanlıktır, bu nasıl bir inanıştır ki, bu denli
densizleşen insanlar her fırsatta dinin arkasına sığınıp Atatürk'le
ilgili böylesine haddini bilmez sözler edebiliyorlar? Bu tür sözler
ülkeye düşmanlık duyulmasının yanında aynı zamanda da nefret
suçudur. Gördüğünüz gibi bu Hasan Baki gibilerden daha AKP içinde on
binlerce insan var. Bu durumda da bunların attığı her adım ülkemiz
ve ülke insanlarının hayrına olmayacağı çok açıktır çok.
Bir de Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çamlıbel diye birisi çıkmış o da
diyor ki; Ya Osmanlı torunları olarak sahaya ineceğiz, ya 90 yıl
daha sürüneceğiz."
Bu kişiye ne denebilir ki? Anlaşılan bu kişi de dini bütün biri
olmalı ki cumhuriyete karşı bu denli nefret ve kin besliyor. Madem
öyle yeri gelmişken yazalım, İzmir İşgal altındadır. Mondros
Mütarekesi sonrası Osmanlı orduları silah bırakmıştır. Yunanlılar
İzmir'e asker çıkarırlar. Aydın'a doğru ilerlerler. Bunun üzerine o
zamanın Denizli Müftüsü çıkar bir konuşma yapar. Konuşması şu minval
üzerinedir. Osmanlı Mondros Mütarekesi sonrasında silah bıraktı.
İzmir işgal edildi, Yunan gelip Aydın'a dayandı. Denizli'ye de
gelecekler. Tamam, silahımız yok, silahımız yoksa elimize ne
geçirirsek, taş, sopa ile işgalcilere karşı koyacağız. Ben sizi
direnişe çağırıyorum. Kuvayı milliyecilerle birlikte mücadeleye
çağırıyorum diyor.
Bir müftünün ağzından bu sözleri aktardıktan sonra şimdi size
soruyorum Zekeriya mısınız neysiniz? Torunu olduğunuzu söylediğiniz
Osmanlının pürmelâli budur. Karşı çıktığınız cumhuriyeti kuranlar
ise hem ülkeyi işgalden kurtarmışlardır hem de cumhuriyeti
kurmuşlardır. Hani sürüneceğiz diyorsunuz ya sürünün Bay Zekeriya
sürünün.
Bu örnekler sadece birkaç örnekten ibaret. Daha basına sızmayan
bilmediğimiz ne örnekler vardır ne örnekler. Ancak öyle görünüyor
ki, AKP ve saray iktidarı ile birlikte Bahçeli ve çevresi anayasa
değişikliği için EVET - HAYIR oylaması yapılıncaya kadar kim bilir
ne herzeler yumurtlayacakladır, bunları da nasıl olsa göreceğiz,
duyacağız, okuyacağız.
Ancak onlara meydanı asla boş bırakmayacağız.
Halkımızın 'HAYIR' oyu vermesi için elimizden geleni yapacağız ve de
sürünmek isteyenlere sürünme hakkı tanıyacağız.