VAY BE DEMOKRASİ
TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)
07 TEMMUZ 2018
Eğer bizler içinde yaşadığımız
rejimin demokrasi olduğunu düşünüyorsak ortaya ne atarsak
atalım, kime nasıl eleştiriler yöneltirsek yönetelim isabetli
olmayacaktır. Alın Muharrem İnce’yi, adam 15 yaşından bu yana
CHP’li imiş ama babası hep sağ partilerde yer almış. Şimdi
gelinen noktada babası Muharrem İnce’nin bu halini görseymiş
Menderes’in DP’siyle nasıl yakınlaştığı nedeniyle epey
duygulanırmış. Her neyse konumuz bu değil, ancak İnce’nin
düşüncelerinin sol ile bir ilintisinin olmadığı da bir gerçek.
İnce daha çok sağ politikaların içine boca ettiği popülizmle
halkın karşısına çıktı ve de çıkarıldı. Sonrası malum, önünde
Recep Tayyip Erdoğan yönetiminden iyice bunalmış kitleleri
gördükçe de egosu öyle bir tavan yaptı ki geçti şu dağları ben
yarattım moduna.
Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıktığı yarışta 22 puan
gerideydi ve de onca demokratik olmayan uygulamalara karşı
hiçbir şeyi tartışma konusu yapmadan demokrasilerde böyle
olacağı savıyla çıkıp Erdoğan’ı kutlama gayretine düştü. Üstelik
bu tutum ve davranışıyla da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
ile ters düşerek; “ben onun görüşlerine katılmıyorum” dedi.
Evet, Recep Tayyip Erdoğan’a açık ara yenilmişti ama CHP’den
daha fazla oy aldığı için belki Kemal Kılıçdaroğlu ile başkanlık
yarışına tutuşur bu kez kim bilir başkanlık koltuğuna da
oturabilirdi. Hiç beklemedi, hele tartışılacak ve kamuoyu ile
paylaşıldığında yararlı olacak şeyler var bile demeden doğrudan
CHP’nin kurultay yapması gereğine vurgu yaptı. Üstelik de bütün
bunları söylerken bambaşka bir egonun esiriydi ve de yerel
seçimler var, partinin bu seçimlere hazırlanması gerekir diye
bile düşünmeden açtı bayrağını ve şu an Recep Tayyip Erdoğan ve
yandaşları kesinlikle öyle bir rahatladılar ki kıs kıs gülmekten
kendilerini alamadıkları da kesin.
Daha da kötüsü Muharrem İnce alanlarda parlamenter sisteme
dönüleceğini dile getirmiş olsa da mevcut sistemi de demokratik
gördüğü için demek ki alanlarda söyledikleri çok da inandığı
şeyler değilmiş. Bir önemli noktada şu, bugün bazı yerlerde
kullanılan blok oylar bile Muharrem İnce’nin kafasıyla
düşünülürse suç bile değil demokrasinin cilveleri arasında. Hani
insanın ağzından çıkanı ne zaman duymaz hale geldiğini
göstermesi bakımından da bize göre önemli. Ancak Muharrem
İnce’nin peşine düşenlerin bunları göremiyor olması da ayrı bir
sorun ki şimdi onlar canhıraş bir çaba içindeler. Muharrem İnce
ve arkadaşlarının tavrına bakınca OHAL altında seçimlere gitmek
de önemli değildi, oraya, buraya bilinçli olarak mükerrer seçmen
yazdırmanın da önemi yoktur, sandık başlarına yığılan ve sandık
görevlilerinin tepesine çullananların işledikleri suçları suç
bile göremediğimiz gibi, seçim öncesi devletin valisi, kaymakamı
bilumum görevlileri neler yapmış, nasıl davranmışlar küçücük
önem bile arz etmemektedir. Oyların kullanılmasından sayımına
kadar da her şey demokrasinin kuralları içindedir ki memleketin
karşısına cumhurbaşkanı adayı diye çıkarılan Muharrem İnce bu
görüştedir işte.
Devlet olanaklarıyla seçim çalışması yap, işyeri basıp insanları
kurşuna diz, hastaneye gidip herkesin gözü önünde yaralananları
katlet, bütün bunlar olağan seçim çalışmaları sayılsın. Seçim
gecesi büyük bir güruh ellerinde pompalı tüfekler ve
otomatiklerle sokağa çıksınlar, ortalığı cayır cayır ateşe
boğsunlar bunların hepsi demokrasinin işlediği bir ülkede
yapılabilsin ve de Muharrem İnce geçip karşımıza bütün bunları
onaylarcasına davranıp CHP Genel Başkanı olmak için göz boyasın,
toplum da bu gerçekleri kuzu kuzu yutsun öyle mi? AKP’nin ne
yapsa demokrasi diye yutturamadığı diktatörlüğü bizler de İnce
sayesinde demokrasi olarak görelim nasıl beğendiniz mi gelinen
noktayı?
Aslında yazacak çok şey var. Toplum yaşadığımız demokrasi
sayesinde faşist bir partiyi barajın üstüne taşıyan bir deha ile
tanıştı. Bu deha sayesinde MHP bugün kilit parti haline geldi ki
sanırım bu operasyonla bile İnce’nin ilgilenmesine gerek yoktur.
Çünkü karşısında devlet aklıyla hareket eden bir Devlet Bahçeli
vardır. Marjinalleşmiş faşist parti MHP’nin hem de Doğu ve
Güneydoğu illerinden gelen oylarla bu noktaya gelmiş olmasının
da İnce’ye göre dikkate değer bir yanı yoktur aslında.
Epey komikliklerin yaşandığı bir dönemi hep birlikte yaşıyoruz.
Herkes körün fil tarif ettiği gibi demokrasi tarif ediyor. Soyut
özgürlük laflarıyla ve de bu işin ruhuna uygun çıkışlarla
Türkiye’de kim neden hapiste, hapiste de nasıl aday olunurmuş
özgürlük ortamıyla mayışmış ve sünepeleşmiş gerginlik ortamına
gerginliği yaratanlarla bir olup karşı çıkanların şahane
dehalarıyla fazla oyun oynanmamalı derim ben. Öyle ya daha ne
istiyoruz, memlekette olan demokrasi bizi HDP üstünden meclise
taşıyorsa orada sosyalizm mi ne savunacaksak artık az bir şey
mi?
Hep birlikte hizaya gelelim diyeceğim de dilim varmıyor.
Varmıyor, çünkü böylesine Recep Tayyip Erdoğan ve İnce
demokrasisinin içine sosyalizmin haşarı çocuklarını kimse ama
kimse ne sığdırabilir ne de sığdırmaya gücü yeter…